Hasdal, Hadımköy mahpusluk hayatımızda yaptığımız en iyi işin kitap okumak olduğunu anladık.
Uzun süren mahpusluk günlerimizi kitap okuyarak, okuduklarımızı kendi aramızda değiştirerek, kitapları eleştirerek ve birbirimize kitap tavsiye ederek geçirdik.
Sonunda mahpusluk günlerimiz bitip emekli olunca, bizim yeni işimizin kitapla ilgili olması gerektiğini anladık.
Bu kapsamda ben V. Murat TULGA ve dava arkadaşlarımdan Bayram Ali TAVLAYAN bir yayınevi kurduk.
Alibi Yayıncılık olarak yayın hayatına atılıyoruz.
Alibi ne demek buradan başlayalım. Alibi, Latince bir hukuk terimi.
“Suç işlendiği sırada başka yerde olduğunu kanıtlama” olarak tanımlanıyor.
Bunca yıl haksız hukuksuz yere mahpuslarda tutulup hukuk mücadelesi verirseniz, siz de hukukla yatıp hukukla kalkarsınız.
Biz de kopamadık demek hukuktan, adaletten ikinci özgürlüğümüzde. Yayınevimizi bir hukuk terimi ile adlandırdık.
Logomuz ne olsun diye düşündük.
Türkiye gündeminin ağır yarası “Kumpas” sözcüğü ile ilintili bir şey olsun dedik, işin kaynağına gittik. 325 kişinin hayatlarını karartan sahte balyoz bavulunu, “Türkiye’de asla kumpaslar bir daha kurulmasın, kumpaslar asla unutulmasın, özgürlükler bu kadar kolay insanların elinden alınamasın, yapılan adaletsizliklerin bir sembolü olsun”, diye logo seçtik.
Yani ismimiz ve logomuz aslında bizlerin yaşadıklarının bir özeti.
Yayıncılık hayatımızda adalet ve hukukun üstünlüğünü esas alacağız; hedef kitlemiz, eser üretip bunu yayınlamakta zorlanan ve bu eserleri toplumun beğenisine sunmak isteyen amatör ve yazmak ile şevk dolu yazarlar olacak.
Bu kapsamda iki yeni mükemmel kitapla sahne alıyoruz.
İlk iki kitabımız; “Bir kumpas şehidi, Alb. Murat Özenalp” ve “Mektuplardan sızanlar, Bir balyoz günlüğü…”