Ara
24 Saatte Kargoda
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir.
Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir.

Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir.
İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir.
24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir.
Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
Satıcı Puanı: 9,9
Kitapsec.com müşterileri tarafından verilen zamanında gönderim, paketleme ve genel alışveriş deneyimi puanlarına göre satıcı puanı hesaplanmaktadır. Değerlendirmeler son 6 ay içerisinde yapılan değerlendirme sayısını vermektedir.

2021 Beyaz İyilik Ajandası Doğan Kitap

%15
75.00 TL
63.75 TL
Bu ürün tedarik aşamasındadır
Mağaza : KitapSeç
9,9
Yayınevi / Marka : Doğan Kitap
Yazar : Ayşe Arman
ISBN : 8696602029307
Kazancınız : 11.25 TL
Kazanacağınız Puan : 63 Puan
Bugün Ziyaret : 3 kişi bu ürüne baktı
Kargo İndirimi : 690 TL üzeri Kargo BEDAVA
Tedarik Süresi : Yaklaşık 2 İş Günü
Bu ürün size KitapSeç tarafından gönderilecektir

2021 Beyaz İyilik Ajandası Doğan Kitap

Ben bir iyilik hareketi başlattım. Kendi çapımda. Minik bir iyilik hareketi. Tahta kolyelerle başlattım. Adına “Sakajewa” adını verdiğim kolyelerle. Pardon, bu ismi ben vermedim! İsim annesi 15 yaşındaki kızım Alya. “Sakajewa İyilik Kolyeleri olsun” dedi adı. “Tamam” dedim. Tavşanımıza “Hımm” ismini, köpeğimize “Max” ismini veren de oydu. Hep güzel, isabetli, ruhu olan isimler verir.
 
 
 
“Sakajewa” bizim uydurduğumuz bir kelime. Anne-kız, bizim sihirli kelimemiz. Bizim için “saf sevgi” anlamına geliyor. Yıllarca kapıyı çaldığında, ben kapının arkasından ona, “Parola ne söyle?” dedim, o da “Sakajewa!” dedi. Aramızda bir “oyun”du, küstüğümüz zaman, işaretparmaklarımızı havada birleştirir, “Sakajewa” der, barışırdık.
 
 
 
Adı vardı kolyelerin, kendileri de (hababam kolye diziyordum çünkü. O dönem Hindistan’a taşınmıştık) ama ortada henüz bir iyilik hareketi yoktu. Bir stratejim de yoktu, zaten planlayarak yapmadım. Her şey kendiliğinden oldu. Ve geldiğimiz noktada, ben sosyal medyamı, özellikle de 1.7 milyonluk Instagram hesabımı “iyilik” için de kullanır oldum. Bu da güzel bir şey, kendimi bir işe yarıyor gibi hissediyorum.
 
 
 
Dünya, karanlık bir dönemden geçiyor. Kafalar karışık, kavramlar karışık. Zeminler kaygan. Sapla saman birbirine karışmış durumda. Herkes bağırıyor, uğultu var, kimse birbirini duymuyor. Bir Corona’mız eksikti, o da oldu. Global bir salgınla boğuşuyoruz.
 
 
 
Ben, gerçekten, hepimize iyi gelecek şeyin, İYİLİK olduğuna inanıyorum. Dayanışma olduğuna inanıyorum. Sorumluluk bilinci olduğuna inanıyorum. Bir başkasını düşünme sorumluluğu, yaşadığımız gezegeni düşünme sorumluluğu, ihtiyacı olanlara el uzatma sorumluluğu. Sloganım da: Dünyayı iyilik kurtaracak!
 
 
 
Hepimiz, minik minik iyilikler yapacağız. Ve iyilik, halka halka yayılacak. Benim iyilik kolyeleriyle yapmaya çalıştığım da bu. Nitekim, dalga dalga büyüdü. Ve bir İYİLİK HAREKETİ’ne dönüştü.
 
 
 
Peki, niye tahta kolyeler? Çünkü seviyorum. Hissini seviyorum. Doğal. Asla plastik kullanmıyorum. İçindeki boncuklar cam. Ben, onlar boynumda fotoğraf paylaştığımda, “Bunları nereden aldın? Biz de istiyoruz. Nereden alabiliriz?” diye soruyorlardı. Ben, başkaları için de yapmaya başladım. Geldiğimiz noktada 10 binden fazla kolye yapmışızdır.
 
 
 
Tabii bunun da bir hikâyesi var. O dönem kurumsal bir şirket, “Kadınlar Günü’nde kadın çalışanlarımıza hediye etmek istiyoruz! Senden 100 kolye satın alabilir miyiz? Ne kadar para ödememiz gerekiyor?” diye sordu. Ben de “Kolyeci ya da tasarımcı değilim ki. Satmıyoruz bu kolyeleri, bunlardan gelir elde etmek gibi bir amacım yok” dedim. Ama sonra aklıma şöyle bir fikir geldi. Onlar, Mari Kasparyan’ın otizmli oğlu Arda’nın eğitim masraflarını üstlensinler, ben de kolyeleri onlara ücretsiz vereyim. Çünkü o fedakâr anne, her sene, evladının eğitim masrafları için para denkleştirmeye çalışıyor. İşte böyle başladı bizim maceramız. Minik bir iyilik hikâyesiyle. Ve gerisi geldi. Müthiş bir terapi de oldu aynı zamanda. İnsanın eliyle bir şey üretmesi harika bir şey. Hele bir de sade Türk kahvesi olursa yanında... Şirketler kolye istedi, biz yaptık. Ve bu bir “iyilik modeli” oldu. Bizden iyilik kolyesi alıp, bir sivil toplum örgütüne kaynak yaratan şirketleri ben hep İnstagram’da paylaştım.
 
 
 
Tam olarak ne mi yapıyorum? Diyorum ki... Her kim... şirket / marka / oluşum bana gelir ve benim işaret ettiğim derneklere şu kadar lira bağışta bulunursa, ben de o şirketin kadın çalışanlarına kolyelerimden hediye edeceğim. Üstüne de, Instagram hesabımdan, bir sürü eğlenceli, enerjik fotoğraf çekerek, şirketlerin adını da yazarak paylaşacağım. Yani gönüllü olarak onların tanıtımlarını yapacağım. Sonra o kadınlarla insanlara umut veren, enerji tavan fotoğraflar çektirdim, çektiriyorum. Ve “İyilik bulaşıcıdır”, “Dünyayı iyilik kurtaracak”, “Kolye bahane iyilik şahane” hashtag’leriyle paylaşıyorum.
 
 
 
İyilik Bulaşıcıdır!
Bu Ürüne Bakanlar Bunlarada Baktı
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler
Kategoriler