Felsefeye giriş yazmak, sanılanın aksine, yazması en zor kitaplardan birisidir. Çünkü devasa bir birikimi ve akıl almaz bir karmaşayı son derece basite indirgemek ve hala bütünün içeriğini korumak gerekir. Mantıken olanaksız bir iştir bu. Biz burada, bir adım ileri gitme cüreti gösterip felsefenin problemleri arasında da mantıklı, diyalektik bir ilişki olduğunu, bu ilişkileri izleyerek anlamlı bir felsefe bütünlüğüne ulaşılabileceğini ileri sürüyoruz. Felsefenin problemleri arasında birbirlerine bağlı, birbirlerini üreten ve birbirlerini gerektiren bir mantıksal örgü var. Bu da yetmezmiş gibi, bir adım daha ileri gidip, felsefenin bütün problematik yapısının insan zihninde hazır olduğunu, her kim kendi düşünsel problemlerini eşerse sonunda bu doğal ve temel problematik zihinsel yapıya ulaşabileceğini ileri sürüyoruz. Felsefenin alt dalları insan zihninin düşünsel sınırlarını oluşturuyor. Bu nedenle, bir insanın veya bir uygarlığın kendini yeniden ve yeniden yoklayıp kurabileceği bir teorik zemin sunuyoruz. Zihin felsefesinden yola çıkarak felsefenin klasik problem alanlarına yeniden bakmak bize bu türden, insanın geleceğine zemin olacak teorik bir yapı kazandırıyor. Kitap küçük bir hacme sahip olmasına rağmen sıkı bir dil kullanılmıştır. İfadelere dikkatle odaklanıldığı zaman her bir ayrıntıda bir konuya işaret edildiği görülebilir. Kitap bir yandan genel okurun kendini geliştirmesine yardımcı olabilecek bir sorgulama metnidir, diğer yandan uzmanların, bilim insanlarının, sanatçıların düşüncelerinin yerini, kaynağını görmesi ve diğer alanlarla ilişkilerini sorgulamasını, bütüne ulaşmasını sağlayabilecek son derece sıkı bir metindir. Biz yazarken keyif aldık, eminiz siz de okurken…