Ara
24 Saatte Kargoda
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir.
Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir.

Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir.
İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir.
24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir.
Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
Satıcı Puanı: 9,9
Kitapsec.com müşterileri tarafından verilen zamanında gönderim, paketleme ve genel alışveriş deneyimi puanlarına göre satıcı puanı hesaplanmaktadır. Değerlendirmeler son 6 ay içerisinde yapılan değerlendirme sayısını vermektedir.

İnsanlığın Yoksulluğu Koray Asena Cinius Yayınları

%30
560.00 TL
392.00 TL
Mağaza : KitapSeç
9,9
Yayınevi / Marka : Cinius Yayınları
Yazar : Koray Asena
ISBN : 9786052969540
Kazancınız : 168.00 TL
Kazanacağınız Puan : 392 Puan
Sayfa Sayısı : 567
Kitap Ebatı : 13x19
Bugün Ziyaret : 2 kişi bu ürüne baktı
Kargo İndirimi : 690 TL üzeri Kargo BEDAVA
Tedarik Süresi : En geç 29 Mayıs Çarşamba gününe kadar
Bu ürün size KitapSeç tarafından gönderilecektir

İnsanlığın Yoksulluğu Koray Asena Cinius Yayınları

İnsanlık, tarih sahnesine çıktığından bu yana çok boyutlu bir bunalım yaşamaktadır. Hiçbir ülke, sosyal yapı veya medeniyet alanı, bu bunalım ve anarşiden muaf değildir ve farklı derece ve yoğunluklarda da olsa, her ülkenin kendine has sorunlar yumağı dikkat çekmektedir. Başka bir deyişle, sorunlar hem ulusal, hem evrensel kaynaklıdır. Bu iki kaynak sürekli etkileşim halindedir. İşin ilginç tarafı kitlelerin çoğunluğunun pek de bu sorunların bilincinde olmadığıdır.

İmrenilen zengin, çağdaş, insan hakları ve demokrasi uygulamlarında en gelişmiş seviyede bulunan ‘Batı medeniyeti’ de sanıldığından çok daha derin sorunlar yaşamaktadır. Bilhassa insani-toplumsal-ahlaki ve epistemik gelişmişlik düzeyi açısından. Doğrusu her gün artarak dallanıp budaklanan ve biçim değiştiren sorunlar, ne maddi yoksulluktan, ne ülke zenginliklerinin adaletsiz dağılımından, ne hakların çiğnenmesinden ve eşitsizlikten, ne de genel sömürüden kaynaklanmaktadır. Bu sorunun kaynağı insanların genelinde başgösteren ruhsal, veya tinsel yoksulluktur.

Tarih’e göz gezdirdiğimizde, ahlak-erdem: ‘arete’ ve teknik beceri, bilgi ve bilgelik bakımından en olumlu, en ebedi, kalıcı, en yararlı buluşlar ve çareler ‘yaratıcı, aktöresel azınlığın’ eseridir. Kitlelerin elbette tümünün değil ama çoğunluğunun yemek, içmek, uyumak, çoğalmak, eğlenmek, yakınmak, hak ettiğinden fazlasını istemek, amiyane ve gelip geçici nesnelere odaklanmak, servet elde etme ihtirasıyla mücadele etmek dışında yaratıcı bir uğraşısı yoktur ve yüksek kültür ve medeniyete katkısı yok denecek kadar azdır. Dünyamız, erdem, bilgi ve ahlaken üstün şahsiyetlerin yokluğu yüzünden sözde politikacıların, siyasi şarlatanların, sahte elitlerin, muhteris ve doyumsuz finansal kurumların sultası altındadır.

Aslına bakarsak, yaratıcı zeka ve yüksek ahlak sahibi dehalar yokdeğildir fakat dünya ölçeğinde, mevcut ve egemen siyasi kültür, dünya görüşü, fosilleşmiş sağ ve sol ideolojiler, bir de ulusların şahsiyetsiz, felsefesiz, tüketimci ve nemelazımcı kalabalıklara dönüşmesi sebebiyle, ‘filozof hakanların’ yeşerme ve etki yaratma imkanı çok azdır. Peki sahte elitlerin ve kurdukları ‘küresel kraliyetin’ ortaya çıkmasından kimler sorumlu tutulabilir? Elbette bizler, yani vurdumduymaz kalabalıklar, veya ‘ilk aşama tunç kitleler’, yani her milleti oluşturanların ezici çoğunluğu.

Dünya genelinde ve ulusal-yerel ölçeklerde radikal siyasal, toplumsal, eğitimsel, ahlaki, iktisadi hatta zihinsel dönüşümler gerçeleşmeden insanlar ve toplumlar adalet, ölçülülük, merhamet, özgecilik, cesaret ve bilgeliğin ışığında evrensel iyiye erişemezler. Mağara duvarının üstüne yansıtılan gölgeler gibi yanılsamalı, acaip çeşitli varlıklar olarak sadece ‘öylesine’ yaşarlar. Bu noktadan hareket ederek diyebiliriz ki, en büyük insan hakları ihlali, bireylerin insana özgü erdemleri yaşamak yerine, gönüllü olarak sadece tensel, somatik olanı tercih etmeleridir. Bu çalışma Platoncu bir mercekten biz kitlelerin ‘uyur gezer’ hallerine odaklanarak bazı hal çarelerini aramaktadır.

Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler
Kategoriler