Kartallar Sınır Tanımaz Karınca Yayınları

Kartallar Sınır Tanımaz romanı, bir dönemin gözü pek yiğitleri, Aloy Hacı ve arkadaşlarının Kafkasya`da başlayıp Anadolu`ya sarkan gururlu ve bir o kadar da hüzünlü hayatlarının belgesel hikâyesidir. Eserde, İhtilal sonrasında yönetime el koyan Bolşeviklerin, hâkimiyet organlarının başına getirdikleri Taşnak militanları ve yerli hainler eliyle Türk aydınlarına, ilim, kültür, sanat adamlarına ve onların aile ve akrabalarına yapılan zulüm anlatılmaktadır.

Kafkas Kartalları namıyla bilinen bir kısım aydının, zulme sabır olmaz deyip örgütlenerek zalimlere karşı mücadele vermeleri, aynı zamanda hıyanete uğrayıp sefalete düşmeleri akıcı bir dille gözler önüne serilmektedir.

Haksız yere tutuklanıp işkence gören, ardından sürgüne gönderilen yaralı ve yorgun kartalların hazin öyküsünü okumaya sorgu odalarından başlayacaksınız. Diliyle zehir, eliyle zulüm saçan haysiyet cellâtlarını tanıyacaksınız.

Bir ayağınız Bakü`de, diğeri Almanya`da iz bırakacak. Kazak, Borçalı, Ahıska, Kars, Eleşkirt ve Erciş uğrak noktalarınız olacak. Aloy Hacı`nın öte yakada kalan anası, eşi ve çocuklarıyla tanışacak, "Gidergelmez”e sürülenlerin uğradığı akıbeti öğrendikçe siz de sarsılacaksınız. Kartallar, sınırlar arasında kanat çırparken, bir sonraki macerayı okumak için sabırsızlanacaksınız.

Yazar Ethem Göktürk

Bu eser, Bolşevik İhtilâli sonrasında Sovyet Yönetiminin, NKVD organlarına yerleştirdiği Taşnak militanları ve yerli hainler eliyle Azerbaycan Türklerine yaptıkları zulmü ve yurtlarından sürgün edilen veya başka ülkelere sığınmak/kaçmak mecburiyetinde kalan &`;Kafkas Kartallarının” cesaret, ihanet ve sefalet üçgeninde &`;sınır tanımaz” mücadelelerinin anlatıldığı belgesel bir romandır.

Bir devrin facialarını bilfiil yaşayan bir ailenin evladı olan Ali Kafkasyalı tarafından yarım asrı aşkın bir sürede alanda yaptığı araştırmalara, arşiv belgelerine, devrin mağdurlarından dinlediklerine ve koçakların ses kayıtlarına dayanarak belgesel roman tarzında kaleme aldığı bu eser, onlarca bilinmeyen ve yazılamayanı gün ışığına çıkarmasıyla da ciddi bir tarihi ehemmiyet taşımaktadır.

Etnograf, Tarihçi İsmail Umudlu