Ara
24 Saatte Kargoda
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir.
Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir.

Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir.
İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir.
24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir.
Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
Satıcı Puanı: 9,9
Kitapsec.com müşterileri tarafından verilen zamanında gönderim, paketleme ve genel alışveriş deneyimi puanlarına göre satıcı puanı hesaplanmaktadır. Değerlendirmeler son 6 ay içerisinde yapılan değerlendirme sayısını vermektedir.

Taşların Yolculuğu Bilge Baykuş Yayınları

%20
120.00 TL
96.00 TL
Mağaza : KitapSeç
9,9
Yayınevi / Marka : Bilge Baykuş Yayınları
ISBN : 9786058041875
Kazancınız : 24.00 TL
Kazanacağınız Puan : 96 Puan
Basım Tarihi : 2021
Sayfa Sayısı : 246
Kitap Ebatı : 13.5x21
Bugün Ziyaret : 3 kişi bu ürüne baktı
Kargo İndirimi : 690 TL üzeri Kargo BEDAVA
Tedarik Süresi : En geç 07 Mayıs Salı gününe kadar
Bu ürün size KitapSeç tarafından gönderilecektir

Bu kitabımda ön Türklerin "etnolojik" izlerini araştırdım. Kültleri inceledim: Dağ keçisi kültü, ateş kültü, güneş kültü, boğa kültü, kurt kültü ve taş kültü; tamgalar, halı ve kilim desenlerini. Ayrıca, coğrafi yer adları, nehir, deniz, göl, kent adları araştırmamda bana ışık tuttular.

Antik Çağ`daki çok sayıda simge &`;Tanrıya kavuşma ve yeniden doğuşu” ifade eder. İnsanların üremesini anlatan çok sayıda simge anlamları unutularak veya değişerek günümüze gelmiştir.

Tarih yazımında ve araştırmalarında mutlaka göz önünde tutulması gereken hususların başında iklim değişiklikleri, depremler ve salgın hastalıklar gelir.
Bunların ardından toponomi (yer adları), onomastik (İsim bilime dikkat çeken Yalçın Küçük hocamı saygıyla anarım) ve kültürel simgeler gelir.  Hâkim devletin, beyin dili ve dinine göre eski dil ve dinlerini bırakmak zorunda kalan halklar bunları, yeni dinlerine ekleyerek devam ettirirler. Türklerdeki &`;Su kültü” İslam dininde de sürer.

Bir kısım tarihçimizin canı yürekten benimsediği ve artık kalıplaşma haline gelen &`;Türklerin Anayurdu Orta Asya`dır” söylemi de yeni bilgi ve belgeler ışığında değişmeye başlamıştır. Türklerin ana yurdu, Yukarı Mezopotamya`dan (Musul-Kerkük) başlayan ve Hazar Denizi`ni bir yay gibi kaplayan bölge ve Ural Dağlarının güneyidir. Ön Türk dediğimiz kavimler buradan Hindistan, Çin, Hindiçin`i, Kore ve Japonya`ya kadar uzanan bölgeye göç etmişlerdir. Peki ya batıya olan yolculukları? Sadece Avrasya bozkırlarında mı yaşadılar. Oysa geride bıraktıkları izler Avrupa`nın çeşitli bölgeleri dışında İngiltere, İskoçya ve İrlanda`da karşımıza çıkıyor.

Eskimolarda &`;Hakan” kelimesi baştaki anlamına gelmektedir. Meksika`da tepe kelimesini &`;Tepek” olarak görüyoruz. İdil-Ural Türkleri ve Batı Türkistan`da &`;Ruslan” ismini görüyoruz.  Ruslan, aslan anlamına geliyor. Oysa İdil bölgesinde aslan yaşamamıştır. Belki de geldikleri yerlerde aslan yaşıyordu. Benzer izler her gün karşımıza çıkmaktadır. Sibirya`da, Gobi Çölü`ndeki mezarlarda bulunan Avrupai tipteki cesetler; beş bin yıl öncesine ait mezarlarda bulunan bronz ve kemikten süsler kalıplaşmış fikirleri yıkmaktadır. Ön Türklerde gördüğümüz hayat ağacı figürü, kutsal mekânlara çaput bağlama, geyiğe kutsallık atfedilmesi günümüzde de Türkmenler arasında yaşamaktadır. Ön Türklerin kullandığı svastika (gamalı haç) işareti Çuvaş kadınlarının milli giysilerinde görülmektedir. Svastika simgesi ise Truva`da görülmektedir.

Ön Türklerin Dingir ya da Tengir adını verdikleri tanrıyı simgeleyen işaret Avrupa`nın çeşitli bölgelerinde karşımıza çıkmaktadır.

Don ve Volga civarında bulunan kitabeli su kaplarını inceleyen M.İ. Artamonov, &`;Su kapları Karadeniz ve Macaristan`ın Orta Çağ göçebelerinde yaygın olan, su veya kımız için kullanılan alışılmış kaplardır” demektedir.

Avrasya ve Ön Asya coğrafyasında Ön Türk halklarının yanı sıra Sami, Kaspi Denizi`ne (Hazar Denizi) adını veren Kaslar ve henüz anavatanları belli olmayan Ariler yan yana yaşıyorlardı. İklim değişiklikleri, su seviyesi değişen veya kuruyan denizler (Afrika`da Sahra, Asya`da Gobi, Taklamakan ve Kızılkum çölleri), göller ve ırmaklar; yeni oluşan denizler, göller ve ırmaklar günümüzde olduğu gibi insanları olumlu ya da olumsuz etkiliyordu. Türklerdeki kutsal geyik figürünü İskandinav topluluklarında görmemiz bizi düşündürmelidir. Bunları ya Türklerin aralarına giren topluluklar getirmiş ya da komşu kültürlerden geçmiş olmalıdır.

Bu Ürüne Bakanlar Bunlarada Baktı
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler
Kategoriler