24 Saatte Kargoda |
Siparişleriniz aşağıda belirtilen şartlar dâhilinde, 24 saat içinde ilgili kargo firmasına teslim edilmektedir. Hafta içi saat 17.00'ye kadar verilen siparişlerde geçerlidir. Cumartesi-Pazar ve resmi tatil günlerinde alınan siparişlerde geçerli değildir. Saat 17.00'den sonra verilen; ödemesi veya onayı 17.00'den sonra yapılan siparişler ertesi gün işleme alınır. Sepetteki tüm ürünlerin "24 Saatte Kargoda" taahhütüne sahip olması gerekmektedir. Stoklu ürünlerde, sonradan tespit edilecek ürün kusurları sebebiyle gecikme yaşanabilir. İade veya iptal gibi işlemler sebebiyle düzenlenen siparişlerde geçerli değildir. 24 saat içinde kargo firmasına verilen siparişlerin adrese teslim süresi, kargo firmasına ve teslimat adresine göre değişebilmektedir. Mücbir sebep halleri saklıdır. KitapSeç bu taahhütte değişiklik yapma hakkını saklı tutar. |
Yaraizi Güven Kemerkaya Hayy Kitap |
|||
|
|||
|
|||
|
Eğri büğrü mektup yazısı gibi öyle karmaşık bakma bana. Gülkurusu, can ağrısı gülüşünden yer bırak sevinçlerime. Konuşurken dudağında tebessümdür mürdüm gül. Sen okunan ve bitmeyen bir mektupsun aykırı anlamlar yüklediğim. Pencere önünde beklediğim ve güneş içirdiğim fesleğenimsin kokusuyla derinlere daldığım... Hep bekleyenim ben, gelmeyecek seni...
Vakit daraldıkça kış olurum ben. Fırtınaya teslim ederim ipekten kanat dallarımı. Sen yoksun şimdi yüreğim yaralı bir atmaca kuşu misali kendi derinliğinde çırpınmakta. Hekimsiz kalmış hasta misali gelincik düşlerine uyanırım. Sen gidince ben ayaza tutulurum, yok olur çiçeklerim. Yüzlerce yıl birikmiş bir acının eşiğinde sallanır gibi gözbebeklerim... Sen gidince yaralarım açılır solgun bir çiçek gibi... Sen gidersin ben susarım biliyorsun çünkü kahrolası bir gururum var benim. Dağlara kafa tutan, Ferhat misali zirveleri aşan ama sevgiliye varamayan umutlarım... Bir bir yenilgiye dost olan yitik sevdalarım... Bir kelebeğin kanatlarında ürperen kır çiçeği hislerim... Senin her gülüşünün yedi lisanda bir anlamı var. Yedi kıta, yedi ülke, yedi iklim, yedi dil seni anlatmaya gönüllenmiş kendi dilinde... Ah, hüzün çiçeği kuşların suçu ne? Yol azığı çiğdemleri ezer ellerin. Sen benim yitiğimi bulduğumdun. Yaklaşamadığım, yakınlaşamadığım umudumdun. Ey hüzün çiçeği ben bir şehirdim şiirle kurulu mekânlarım. Sen bir göçmen kuşsun şehrimde uçmak çizen. Yaralarıma tuz basan...
Sustuğum, susadığım, adandığım ve kınandığımsın. Belki sevgimi yedi dilde
anlatamam sana. Ama bunu bil hüzün çiçeğim benim de söyleyecek sözlerim, dile gelecek şiirlerim vardı. Ama sustum. Bilirsin, ben iyi susarım!
Bu Ürüne Bakanlar Bunlarada Baktı |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Kategoriye Ait En Çok Satan Ürünler |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|