Vadi Yayınları’nın yolculuğu 90’lı yıllarda başladı. Ankara’da bir grup genç, zamanın ruhuna dair söyleyecek sözleri olduğunu düşünüyor, hakikatin peşinde kendilerine rota çizmeye çalışıyorlardı. Dönemin duyarlılıklarını seslendirme hedefinin yanı sıra, yeni düşünce ve tartışma alanları da oluşturulmalıydı. Bu düşünceler bir yayınevi fikrini doğurmuş, bir zambak gibi açılıvermişti Vadi Yayınları.

Kurucu ekibin kitaba dönüşen metinleriyle birlikte, düşünce ufukları açan entelektüel çalışmalar peşi sıra yayınlanıyor, ses getiren birçok edebi eser de okuyucuyla buluşturuluyordu. Logosundaki karınca Vadi ekibinin titizliğini ve azmini yansıtıyordu. Bu enerji samimiyetle harmanlanınca kısa zamanda Vadi Yayınları sadece bir yayın evi olmaktan çıkmış, hakikatin izlerinin sürüldüğü bir okul haline gelmişti. Güncele hitap eden kitapların yanı sıra klasik eserler de yeni çevirilerle basılıyor, Vadi’nin sınırları genişliyordu.

2000’lere gelindiğinde Vadi Yayınları kitap severler nezdinde hatırı sayılır bir karşılık bulmuştu. Zaman hızlanmış, mekânlar dönüşmekte, ülke yenilenmekteydi. Vadi Yayınları da bir tazelenmenin eşiğine gelmişti. 2014 yılında İstanbul’a taşınan Vadi, yeni bir başlangıç heyecanıyla yola koyuldu.

Vadi’nin kitapları, burada tekrar tekrar elden geçirilip, en güzel hali ve yeni kapaklarıyla okuyucusuyla yeniden buluşturuldu. Her şey yenilenirken ve hatta zaman bile kendini yenilerken, karıncanın da yenilenme vakti gelmişti. Karınca dönüşüp, güzelleşip, yepyeni bir logo olarak çıktı Vadi okuyucusunun karşısına.

Vaadimiz, bu haliyle, günümüzün konjonktürel durumuna hitap edecek yeni eserleriyle, yazarlarıyla, musahhihleriyle, mizanpajcısıyla, matbaacısıyla ve hatta son okumacısıyla; kitaplarını okuyucusuyla buluşturma arzusuyla doludizgin, tam kadro iş başında… Sizleri de aramızda görmekten büyük mutluluk duyacağız ey sevgili okuyucu. Şimdiden iyi okumalar…