Hymenin bekaret göstergesi olduğu bir coğrafyada kadın olarak yaşamak nasıldır hiç düşündünüz mü? Eminim hiçbiriniz bu "meşrulaştırılma" durumuna yabancı değilsiniz. Peki normal karşılanan bu "mitin" arkasında nasıl hikayeler var biliyor musunuz? Muhtemelen çoğunuz biliyor ancak ya normal karşılıyorsunuz ya da umursamıyorsunuz. Ancak bilmenizi isterim ki, sırf kanaması olmadı diye dövülen, sövülen, dedesi yaşında adamlara "verilen", hatta öldürülen kadınlar var. Şimdi de daha çok hastane koridorlarında sürüklenerek hakarete uğrayan kadınlar.. Ve hala sırf erkek olduğu için evlenmeden önce bile "bekaret testi" yaptırmanın hakkı olduğunu savunanlar var! Hymen yalnızca bir dokudur. Patlamaz, çatlamaz, yırtılmaz ve hazır/korkmadan/zorlama olmadan ilişki yaşandığında da kanamaz! Çünkü yırtılan hymen değil, vajina duvarıdır. Bakın millet kadınlar "kızlık zarı" değildir, İNSANDIR! Hurafelere değil, vicdanınıza ve insanlığınıza yapışın. Bu yolda bu kitap sizlere çok yarayacaktır. Yobaz kafalarla değil de, gerçeği arayan kafalarla okumanız yetecektir. Kadınların seviyigercekten hissettiği, saygı ve güven hissiyle evlendiği bir ülke olmak dileğiyle.. / Su**********