Kategoriler KPSS Kitapları Yayınevleri Yazarlar Mağazalar Çok Satanlar Kampanyalar Yeni ÇıkanlarSipariş TakibiMağaza Aç
ARA
Yazar Hakkında

Hafızı Şirazî

Hafızı Şirazi, İran Edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. Şiraz`da doğmuştur. Asıl adı Şemseddin Muhammed`tir. Yaşamı üstüne ayrıntılı bir bilgi yoktur; gençlik dönemi ve nasıl bir eğitim aldığı da bilinmemektedir. Onunla ilgili, çağdaşlarının yazdığı yazılardan, İsfahan`dan Şiraz`a göçmüş bir ailenin oğlu olduğu anlaşılmaktadır.

Adından, Kuran`ı ezberleyerek "hafız" sanını aldığı, yapıtları üzerine yapılan çalışmalardan ise iyi bir medrese eğitimi gördüğü; hadis, fıkıh, kelam ve tasavvuf okuduğu anlaşılmaktadır.

Şirazlı bilginlerden Sucai`nin Enisü`l- Nas (Gönül Yoldaşı) adlı eserinde belirttiğine göre; Hafız, İran`ı ele geçiren Timur`la görüşmüştür. Gazan Han döneminde Fars Valisi olan Şah Ebu İshak`la yakınlık kurmuş ve ondan yardım almıştır.

Bazı kaynaklarda da Hafız`ın yoksul bir yaşam sürdüğü, kimi devlet büyüklerince de zaman zaman korunduğu belirtilmektedir. Hafız, bu devlet büyüklerine övgü niteliği taşıyan birer gazel göndermekle yetinmiştir.
Edebiyat alanında Hafız, Hafız-ı Şirazi olarak anılır. Yapıtlarından kendinden önceki İran ve Arap şairlerini, yazarlarını çok iyi incelediği anlaşılmaktadır. Hafız`dan önceki İran şiirinde; destan, kaside, rubai ve mesnevi gibi türler yaygındır. Gazel türü ise yeterince gelişmemiştir.

O dönemde, yani Hafız`ın yaşadığı çağda, İran şiiri bir geçiş dönemini yaşamaktaydı. Bu geçiş döneminde, şiiirlerin temaları, benimsenen konunun içeriğiyle örtüşen, şairin yaşam anlayışını yansıtan niteliktedir. O dönem şairlerini kısaca hatırlamakta yara var:

Firdevsi, İran halk öykülerinden, kahramanlık masallarından esinlenerek destan türünün en güzel örneklerini vermiştir.

Ömer Hayyam, felsefe ve yaşam sevinciyle dolu şiirlerinde, mutluluğun bu dünyada olduğunu savunmuştur. Enveri, kaside türünün temellerini atmıştı. Sadi, İslam`daki hikmet (bilgelik) düşüncesini şiirine konu etmiştir.

Nizami, Türk olmasına karşın şiirlerini Farsça yazmış ve mesnevi türünü doruğa çıkarmıştır.

Hafız`a gelince, o bütün bu şairleri de Arap şairlerini de çok iyi biliyordu. Bu birikimin üzerine hayat felsefesini kurmuş, kendi hayat felsefesinin esiniyle de sevgiyi ve mutluluğu konu almıştı.

Hafız`ın şiirinde dile getirdiği sevgi nasıl bir sevgidir? Bu sevgi ; halktan aydına, yoksuldan zengine herkesi kuşatan bir sevgidir. Çünkü gücünü yaşamın kendisinden alır. Ayakları yere basar. Acı çeker, özlem duyar. İnsana özgüdür, dahası insanlık hallerinin ifadesidir bu sevgi.

Hafız`ın şiirinde dile getirilen sevgi, yaşadığımız evrene dönüktür. Nesnel bir yaşama biçimini içerir. Birey ve nesne, birey ve meken, birey ve doğa bu şiirlerde birlik- bütünlük içindedir.

Hafız`ın sevgi dünyası böyledir, ya mutluluk anlayışı nasıldır?

Hafız`a göre yaşamın gereği mutlu olmaktır. Mutlu olmak da dünya varlıklarına karşı aşırı eğilim duymamak, tutkulara kapılmamak, barış içinde yaşamak gibi olumlu davranışlarla sağlanır. Dünya gelip geçicidir; ancak yine de kişinin mutluluğu yaşadığı dünyadır.
Sonuçları Filtrele
Kategoriler A-Z Ürün Saysı
BAŞA DÖN